KAVİTASYON , bir sıvı içinde hava kabarcıkları oluşturup, bunların içeri çökerek patlaması ve bunun sonucunda patlamanın yaşandığı yerde hasar meydana gelmesi olayının adıdır.
Kavitasyonun vücutta meydana gelmesini sağlamak için ise ; yüksek frekansta ses dalgası (ultrasound) teknolojisi kullanılır. Cildin dış yüzeyinden uygulanan yüksek frekanstaki ses dalgalarıyla ,sadece deri altı yağ dokularının arasındaki hücre sıvılarında kabarcıklar oluşturup, bu kabarcıkların ani ve yüksek basınçta patlaması sonucu, yağ hücrelerinde hasar oluşumu ve hücre duvarlarında yıkım sağlanır.Bu sayede yağ hücrelerinin yapısı bozulur ve hücrelerde sıvılaşma başlar. İşte biz tam bu sırada RADYOFREKANS teknolojisinden de faydalanıyoruz.
RADYOFREKANS ise yüksek frekansta uygulanan radyo dalgalarıdır. Cildin dıs yüzeyinden uygulanan radyofrekans dalgaları ,vücuda hiçbir zarar vermeden cilt altı dokularında karsılaşılan direnç sayesinde ısı açığa çıkarır. Bu ısı sayesinde yağ hücreleri eriyip sıvılaşıp yok olur ya da küçülür. Bu işlem sadece yağ hücrelerini hedef almaz , radyofrekans sonucunda oluşan ısı, deri altında kişinin hissetmeyeceği düzeyde micro hasarlar oluşturur ve bu sayede ciltte hızla kollajen ve elasten üretimi başlatılır. Bunun bir sonucu olarak bir yandan kişide zayıflama, incelme sağlanırken bir yandan da CİLT TOPARLAMA VE SIKILAŞTIRMA işlemleri yapılmış olur.Yağ yakımı yapan her uygulama aynı zamanda selülit tedavisinde de kullanılır.
SONUÇ olarak kavitasyon işlemi ile yapısı bozulup savunmasız hale gelen yağ hücrelerini, radyofrekans uygulanmasıyla beraber hızlıca sıvı hale getirip vücuttan atılmaya hazır hale getiriyoruz. Her yağ yakımı işlemi sonrası da, parçalanan yağ hücrelerinin vücuttan atılımını kolaylaştırmak için, lenfatik sistem dolaşımını destekleyen lenfdrenaj gibi işlemleri önermekteyiz. Vücutta bir atık haline getirdiğimiz yağ hücreleri de bu sayede hızla karaciğer üzerinden işlenerek doğal yollardan; ter,idrar ve dışkı yoluyla vücuttan uzaklaştırılmış olur.
